Creative Blog
Pazartesi Postları Neden Daha Az Beğeni Alır?
Pazartesi Postları Neden Daha Az Beğeni Alır?
Sosyal medya yöneticilerinin ortak bir sıkıntısı vardır: Pazartesi günü paylaşılan içerikler nedense bir türlü beklenen etkileşimi alamaz. Cumartesi günü aynı içerik coşmuşken, pazartesi adeta sessizlik olur. Beğeni azalır, yorum yok denecek kadar azdır, paylaşım sayısı ise hiç umut vermeyecek kadar düşük kalır. Peki neden?
Bu durum yalnızca algoritmalarla mı ilgili, yoksa haftanın ilk gününe özgü başka bir psikolojik faktör mü devrede? Gerçekten pazartesi günleri sosyal medya kullanıcıları daha mı az aktif? Yoksa aktifler ama daha mı duyarsız?
Bu yazıda, “pazartesi etkisi” olarak adlandırabileceğimiz bu durumun altında yatan sosyal, psikolojik ve teknik nedenlere değineceğiz. Sadece problemi anlamakla kalmayıp, çözüm yollarına da birlikte bakacağız. Çünkü içerik üretmek kadar, doğru zamanda paylaşmak da stratejinin bir parçası.
Haftanın Ritmi ve Zihinsel Yorgunluk
Pazartesi, hafta sonunun ardından gelen ilk “resmi” gün. Birçok insan için haftalık sorumlulukların başladığı, yapılacaklar listesinin kabardığı, kafanın karışık, ruh hâlinin ise henüz toparlanamadığı bir gün.
Bu psikolojik zemin, sosyal medya davranışlarını da doğrudan etkiliyor. Kullanıcılar pazartesi sabahı Instagram’a ya da TikTok’a eğlenmek, keyif almak ya da yeni şeyler keşfetmek için değil, biraz oyalanmak ya da kaçmak için giriyor. Ama bu oyalanma hâli, etkileşime dönüşmüyor.
Beğeni butonuna basmak bile fazla geliyor olabilir. Çünkü zihinsel olarak meşguller. İçeriklere uzun süre bakmıyorlar. Göz gezdiriyor, geçiyorlar. Bu da özellikle post içerikleri için düşük beğeni ve düşük görüntülenme anlamına geliyor.
Yani sorun içerikte değil, alıcının hâlinde.
Algoritmalar Pazartesiye Karşı mı?
Hayır, algoritmalar haftanın günlerine duygusal yaklaşmıyor. Ama algoritmalar kullanıcı davranışına göre çalışıyor. Ve kullanıcı davranışı pazartesi günü çok farklı.
Instagram, TikTok ya da LinkedIn fark etmez; algoritmalar kullanıcıların ne zaman daha fazla içerikle etkileşime geçtiğini analiz eder ve buna göre içerikleri önceliklendirir. Pazartesi günleri genel olarak daha düşük etkileşim görüldüğü için, yeni yüklenen içerikler de daha az kişiye gösterilir.
Yani algoritma doğrudan “pazartesi diye bastırmıyor”, ama o günkü düşük etkileşim, içeriklerin erişimini sınırlıyor. İçeriğiniz iyi olabilir, ama zamanlama kötü olduğu için potansiyeline ulaşamıyor.
Bunu şöyle düşünün: Harika hazırlanmış bir sahne var ama seyirci salona daha yeni girmiş. Işıklar yanmamış, telefonlar hâlâ elde. Etkiyi tam yaratamıyor.
Marka Algısı ve Pazartesi Uyumsuzluğu
Bir diğer neden ise içerik ve gün arasında oluşan uyumsuzluk. Markalar pazartesi günleri de rutin şekilde içerik üretmeye devam ediyor. Ama içeriğin tonu, pazartesinin ruh hâline uymuyorsa, kullanıcı tepkisiz kalıyor.
Örneğin, pazartesi sabah 09:30’da coşkulu bir kampanya paylaşımı yapmak, uykusunu alamamış, işe yetişmeye çalışan birine pek hitap etmeyebilir. Ya da ciddi, bilgi dolu bir post, zihni hâlâ hafta sonunda kalmış bir kitle için fazla “resmi” kaçabilir.
Bu durumda içeriğin içeriği değil, tonu sorun olur. Çünkü cool bir video bile yanlış bir zamanda paylaşıldığında ilgisizlikle karşılanabilir.
Pazartesinin “Kaydır ve Unut” Modu
Haftanın ilk günü, sosyal medya platformlarında hızlıca kaydırılan ama nadiren geri dönülen bir gün. İnsanlar içeriklere uzun süre ayırmıyor, hızla tüketiyor ve çoğu zaman yeniden açmıyor.
Bu da özellikle açıklama metnine ihtiyaç duyan içerikler için büyük bir dezavantaj yaratıyor. Kullanıcının odaklanmadığı bir zamanda “anlatılması gereken” bir içerik sunmak, etkisini azaltıyor. Görsel güçlü olsa bile, altındaki bağlayıcı metin okunmuyor.
Yani pazartesi, “kaydır ve unut” günüdür. Hatırlanmayan, geri dönülmeyen, üzerinde düşünülmeyen bir gün.
Peki Ne Yapmalı?
Pazartesi gününü sosyal medya planlamasından tamamen çıkarmak tabii ki çözüm değil. Ama bu günü farklı değerlendirmek mümkün.
Öncelikle içeriğin amacını doğru belirlemek gerekiyor. Etkileşim değil, görünürlük hedeflenebilir. Mesela pazartesi günü daha sade, az metinli ve görsel olarak çarpıcı içerikler paylaşmak mantıklı bir yaklaşım olabilir.
Pazartesi içerikleri “ısınma turu” gibi düşünülebilir. Hafta içi boyunca devam edecek bir temanın başlangıcı olabilir. “Bugün çok iyi performans almayacağız, ama yarını hazırlıyoruz” mantığı burada işe yarar.
Ayrıca hikâye formatı pazartesi günleri için daha etkili olabilir. Çünkü kullanıcılar Story’leri daha hızlı ve zahmetsiz tüketiyor. Günlük rutin, kısa bilgilendirme, anket ya da geri sayım gibi daha hafif içerikler burada daha iyi performans gösteriyor.
Yani pazartesi içerik planı oluştururken beklentiyi değiştirmek, formatı yeniden düşünmek ve izleyicinin ruh hâlini merkeze almak gerekiyor.
İçerik Kötü Değil, Zaman Yanlış Olabilir
Sosyal medyada başarı yalnızca “ne söylediğinize” değil, “ne zaman söylediğinize” de bağlı. Pazartesi günleri düşük beğeni almanız içeriklerinizin işe yaramadığı anlamına gelmez. Belki de sadece izleyicinizin o gün anlatacak bir şeyleri yoktur. Ya da dinleyecek enerjisi.
Pazartesi gününü bir “başlangıç” değil, bir “geçiş” günü olarak düşünmek, hem beklentiyi hem stratejiyi doğru ayarlamanızı sağlar.
Unutmayın, kimi zaman doğru içerik yanlış zamanda sunulduğu için sönük kalır. Ama zamanla, aynı içerik başka bir gün coşkuyla karşılanabilir.
Pazartesi postları az beğeni alır, evet. Ama bu sizin iyi bir içerik üreticisi olmadığınız anlamına gelmez. Sadece pazartesi, herkesin biraz yavaş çalıştığı gündür.